Obezite
Obezite sıklıkla aşırı miktarda kalorili beslenen ve gündelik hayatta hareket yada egzersiz yetersizliği olan bireylerde görülmektedir. Bunun yanısıra genetik yatkınlık, altta yatan endokrin hastalıklar yada psikiyatrik bozukluk ve kullanılan antipsikotik ilaçlar gibi çok çeşitli nedenlerle de ilişkili olabilmektedir.
Toplumda ki genel kanı obezitesi olan insanların metabolizma hızlarının düşük olduğu yönünde olsa da, bu durum çok kısıtlı hasta için geçerlidir. Genellikle obezitesi yada morbid obezitesi olan hastalar artmış vücut ağırlığının ihtiyaçlarını karşılamak için normal bireylerden daha fazla enerji harcarlar. Bu nedenle obezitesi yada morbid obezitesi olan hastaların bazal metabolizma hızları artmıştır.
Günümüz dünyasında kullandığımız teknoloji, gün geçtikçe gündelik hayatta bireysel beden gücü kullanımını azaltmaktadır. Özellikle ulaşım araçlarının gittikçe yaygın ve kolay erişilebilir olmasının toplumlarda ki obezite sıklığının artışına büyük katkı sağladığı düşünülmektedir.
Modern hayatın ve özellikle büyük şehir yaşamının bir başka zorunluluğu ise kısıtlı zamanda yemek yeme ve gündelik işlere geri dönme mecburiyetidir. Bu zorunluluk hızlı ve çoğu zamanda kalorili yemek şekillerinin (fast-food) sadece batı ülkeleri değil, tüm gelişmekte olan ülkelerde de yaygınlaşmasını getirmektedir. Özellikle yüksek kalorili yağ ve karbonhidrattan zengin beslenme obezitenin yaygınlaşmasında önemli bir etmen olarak görülmektedir.
Bilimsel olarak sonuçlarının doğrulanması için geniş toplumsal çalışmaların devamına ihtiyaç duymakla birlikte, obezitenin artışına yönelik ufuk açıcı önerme ve saptamalar içeren bir çalışmada başkaca faktörlerinde obeziteye ve obezitenin yayılmasına katkıda bulunabileceği bildirilmiştir.
Bunlardan ilki kalabalık ve stresli şehir hayatının kaçınılmaz bir sonucu gibi duran yetersiz uyumak yada süreğen bir uyku düzenini sağlayamamaktır. Çeşitli katkı maddeli yada çevresel kirlilikten etkilenmiş yada GDO içeren yiyeceklerin tüketilmesi sonucu oluşan endokrinolojik uyarılar sonucunda özellikle lipid (yağ) metabolizmasında meydana gelen değişiklikler başka bir neden olabilir.
Yaygın olarak kampanyalar ile desteklenen sigara tüketiminin azaltılması istenmeyen şekilde obezite artışına neden oluyor olabilir. Çünkü sigara açlık uyarısını engeller. Özellikle yaygın stress nedeniyle alınan antidepresanlar başta olmak üzere çeşitli ilaç alımları obezitenin oluşmasına katkıda bulunmaktadır.
Obez insanların genellikle kendileri gibi obez insanlar ile ilişki içinde olmaları, devam eden nesillerin de hem genetik hem de aile ortamlarından kaynaklanan çevresel faktörlerin etkisiyle obezite sınırlarının üzerinde olmalarına neden olmaktadır.
Ülkemiz özelinde değerlendirdiğimizde obezite son on yılda özellikle çok daha dikkat çeken bir sağlık sorunu olarak algılanmaya başlanmıştır. Kentleşmenin hızla artması, beden gücüyle çalışan köylü ve işçi sınıfının yerini gün geçtikçe daha çok masa başında ve bilgisayar ortamında emek harcayarak iş üreten bir çalışan sınıfının alması gündelik hayatta enerji harcanmasını azaltırken, stres ve yoğunlukla ilgili olarak giderek artan abur cubur yeme alışkanlığı yüksek kalorili gıdalardan enerji alımını arttırarak dengeyi yağlanmadan yana bozmaktadır.
Geleneksel diyetimiz daha çok karbonhidrat ağırlıklı iken, gün geçtikçe bu ağırlık yanısıra aşırı yağlı yiyeceklerde de artış olmaktadır. Fiziksel aktivitenin azlığı da başka bir tetikleyici faktör olarak karşımızda durmaktadır.